6/24/2009

adsız

su tepelerinin küçük elli cüceleri
minik gövdeli sabahların

uslanmaz hikayeleri,

sözüm ona şiir mısraları bu ya
baktığın denizlerin mavisi
yürüğüm yolların sarısı,
sözüm ona şiir ya
bu eller peki şair mi,

kolay mı karşıya geçtiğin yolda
tekrardan ardını bulmak

sabahları sırtlamak kolay mı!
omuzlarından bıraktığın

40 katır hamallığı

sevgi bazen sessizdir, senin anlayamayacağındır karşındakinin yapabildiğidir ama.
yıkıcı olmak hep en kolayıdır, ama esas zoru var etmektir , karşındakini suçlamadan yol alabiliyorsan bu hayatta ve evet şanslısın insan olmak adına.
kendi içindeki ihtişamına kapılmıyorsan umursamıyorsun kraliçeliğini en güzel doğru yoldasın daima.
ve evet sevgi çoğunlukla sessizdir, anlayamasanda, yapabildiğidir insanın
snm/e

6/15/2009

yürümek güzel

yürümek güzel kendini unuttuğun sokaklarda
aldırmadan sıcağa
dinlemeyerek adımların sancısını,
2 liraya hayat satan ellerin terinde
yokuş aşağı inmek arnavut kaldırımları bir çırpıda
bilmediğin pencerelerin ardından atlamak
ve koşmak bilinmezliğin gebe gözlerine
fırlatmak öncesini
bir öncesini
ve hep öncesini
hafiflemek sonra kapalı göz tenhalıklarında,
kuru kalabalık sesler yontulurken
susmak derin derin

yürümek güzel kendinle
kendini unutabildiğin sık gölgeliklerde
kirpiklerini söküp gözyaşından
duymayarak ta parmakların yankısını
ve köşede kaybolan gölgenin ebruliğinde
şaşkın tüten bakışlarını,
unutmak güzel işte
güzel unutmak
tanıdık sana sarılmak gibi
unutmak sonra işte yabancı seni

ve yürümek güzel işte,bilmedik mevsimlerde seni

yürümek güzel
şehrin akşama çalan renginde
güzel yürümek
martılar konuşlanırken galata köprüsü üstünde,
beklediğin iskele yamacında
dalgalanıyorken şimdi karşı ezan sesi
yürümek güzel gözlerini diktiğin deniz sarhoşluğunda

yürümek güzel mırıldandığın bir kaç dizede
ve anımsamak sonra ama şiiri
çatlağın sızan akdeniz mavisinde

sonra yalpalamak rüzgarın sarı sevincinde

yürümek güzel
dinleyerek usulca dalgaların kıyısını
bankalar caddesinin ıssız yalnızlığını
sarayburnu uzanmışken yine nazlı gövdesine
yürümek güzel
adım adım kenti gözlerinle

göğe çekili ay renginde

6/03/2009

masa ve sandalye

okunmadık suların taraçaları
kök salıyor özlemin boynuna
fakir bakışlarının gölgesi
iki kişilik düşleyiş kalabalığı

bir adam ile bir kadın yürüyor
adımları geçmiş zaman masalları
film icabı kenetli elleri

bir adam oturuyor masaya
bir kadın açıyor saçları yaka paça
masa uyanıyor harekete ardı sıra
sandalyeler diziliyor deviniminde
bir bulut maviliyor gonca gül
bir diken peydahlanıyor renginde
uzun bir boyun kıvrılıyor saklambaçlı
dikili püsküllerin kelimeleri
bakmalarında neşeleniyor çocuklar gibi

bir sandalye savruluyor adamdan bacakları cılız
bir sandalye savruluyor kadından bacakları tıknaz
parçalanıyor masanın gövdeleri suları boyunca
üç boğumlu şiir güncesi
masa ve sandalye gölgesi

oturuyor adam sandalyeye
oturuyor kadın sandalyeye
ortada bir yeniyetme terli vazo
dirsek yamaçlarına konuşuyor ikili,

dinliyor masa tek kişilik.

.] © 2008. Template by Dicas Blogger.

TOPO