22:44:57
22:44:57
güzelleşiyor ellerin yedi tepeli mabedinde
gölgen beyazlıyor dalgaları derin
ve ormanların gökkuşağı köprüsü
hani hatırlar mısın yaşlı zeytini tırmandığın şavkı
nasılda açmıştı dizlerin siyahı, kömür karası günde
ellerin dökülmüştü topuklarının çakıl denizine.
gece oldu mu
ay ışığı var omuzlarında, yürürken bu şehrin insanlarını
bir de yalnızlık yıldızların, yedi tepeli şehre sarılı,
kovalandıkça yakalanmıyor zaman
ve tan ağarmadan bitiyor nedense artık, kuşların o aydınlık nefesi
yorgunluk dolu ıssız şehrin bu keş havasında
ve yürüse, yürüsek terk edilmiş köhne bir çam gövdesinden, bir erik yalnızlığı dolu denizlere.
özlem, özlemek güzel şey
affedilemeyenlerden önce affedilenleri kendimde
ve barışmak tek spot altında
perdelerin gün kurusu rengi çekilirken aydınlığa