-ayrılık düşünsel dünyalarda oluncada kaçınılmazdı- dedi kendine kapıyı açmak için uzattığı kolunun desteğiyle,parça cümleler parça bakışlar dökülüyordu ellerinden,gürültünün ortasında yürüyordu,boy aynasına çarpan o terzi elinden fırlayan şu makasın kestiği kumaş parçaları dağılmıştı heryere iplik iplik iplik son teyelde,ayrılık şairin dediğiydi belki ama ,ayrılık düşünsel boyutta oluncada dedi cevabını bilir kendine acı bir gülümseyişte
usulca başını salladı kabullenir,festivalin tekinde dayanamadığı o filmi hatırladı,sinemadan aniden çıkışını ve gidişini...sokakta yürür bulduğu kendine soruyordu ona karşı en zaafkar tarafını bulmuştu değil aslında ,biliyordu zaten ki o da biliyordu sanırım...onun için hep endişeleniyordu işte,her an, tıpkı bir anne gibi ,en kötüsüydü aslında onun için, hiç sevgili gibi hissedememişken üstelik,sevgilisi gibi değil yada bir kadın gibi değil ama bir anne gibi hissediyordu kendini çoğu anda,ne acı dedi kendine,ne acı ,aşk adına...ona yinede kızamıyordu işte,kıyamadığıydı çünkü,ışığı dolunaydı
1/11/2008
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Seja o primeiro a comentar
Yorum Gönder