biliyor musun
biliyor musun
üşüyor akşamları dolaştırdığım yakamozlar
tek kuruşa metelik atılan dizelerde
paslı teneke kutuları birikiyor
birer ikişer,
mazgalların ardına akıyor
adımların çamurlu paçaları
iki renk yeşil doluyor
kül renkli avize ışığına
buğulu çeperlerde,
biliyor musun i,
iplere asılı gecenin önsözünde
sahnelenen o en güzel ritimde
eller olsa vazolar dolusu nefes,
mor perdelerin ışığına
serili gökyüzü pencerelerinden
peygamber böceği esişinde
şiirler var tül gibi yaprak yaprak
biliyor musun in,
daha sıkı sarılıyor akşamlar
dünden önce yarınlara
olmadığı bu toprakların
yeşertemediği kaldırımlarında,
zaman geçiyor şimdi ikili taraçalarda
kapılar açılıyor köprü altlarında
kıvrım kıvrım saçak uçlarından
ikili düşler divanına
biliyor musun ins,
kışa yakın mevsimlerde
uzun geçiyor akşamlar taş geçitlerde
karanlığa karışan ışıklarda
dört yol kavşakları var aldatıcı,
sıcak şarap kokusuna dizili
uzun kıyıların kayalıklarında
üşüyor akşamları dolaştırdığım yakamozlar
tek kuruşa metelik atılan dizelerde
paslı teneke kutuları birikiyor
birer ikişer,
mazgalların ardına akıyor
adımların çamurlu paçaları
iki renk yeşil doluyor
kül renkli avize ışığına
buğulu çeperlerde,
biliyor musun i,
iplere asılı gecenin önsözünde
sahnelenen o en güzel ritimde
eller olsa vazolar dolusu nefes,
mor perdelerin ışığına
serili gökyüzü pencerelerinden
peygamber böceği esişinde
şiirler var tül gibi yaprak yaprak
biliyor musun in,
daha sıkı sarılıyor akşamlar
dünden önce yarınlara
olmadığı bu toprakların
yeşertemediği kaldırımlarında,
zaman geçiyor şimdi ikili taraçalarda
kapılar açılıyor köprü altlarında
kıvrım kıvrım saçak uçlarından
ikili düşler divanına
biliyor musun ins,
kışa yakın mevsimlerde
uzun geçiyor akşamlar taş geçitlerde
karanlığa karışan ışıklarda
dört yol kavşakları var aldatıcı,
sıcak şarap kokusuna dizili
uzun kıyıların kayalıklarında
serili omuzların, sırtından yükseliyor kent
bildik fransız şarkıları gibi,
biliyor musun insa,
bildik fransız şarkıları gibi,
biliyor musun insa,
her sancılandığında yaşam
doğuyor hayat karelerde :
birer ikişer dalga boyu tepeleri
çoklu adımların kalabalık şarkıları
dalları yeşil çınar yürüyüşüne
sarılı kent sokakları
ateş dolusu varil soğuğunda
kesik eldiven uçları,
düş nezaretinde
tuvalin karakaleme sitemi
ve
bir buket
saçların rüzgar hali
biliyor musun insan
doğuyor hayat
her defasında
yaşamın dinmeyen penceresinde,
aklın bilinmedik kıyılarında,
hep en erken
ve
gündüze...
gündüze...
3 Comentários:
yine gürül gürül dökülmüş heceler satırlara.. yine çağlamış, yine durulmuş.. okudum düşünerek yeniden doğuşlarını hayatın.. sancılar sanrılara karışırken, dünden çok yarına tutunan akşamlarını bir de..
kalbine sağlık dost.. :)
Yorum yazmakta en zorlandığım insan...Çünkü her bir satırından çok etkileniyorum.Ne desem az kalacak çünkü...
ne kadar güzel cümleler,ne kadar değerli...çok ama çok teşekkür ederim:)
Yorum Gönder