3/29/2009

ceviz masa













hani uzaklar açılmıştı

bulutlar mavide kaybolmuş, güneş kollarını sarmıştı kendine,tek göz bir yontuda balıkçı ağları salınıyordu korkusuzca köpüklerin ardında, aralarda boşluklar oluşturuyordu zaman, adım adım dalgalanıyordu sanki günün yüzüne vuran demi, buğulu geçitlerde köprü altları saklanıyordu utangaç/korkar, şarabın kırmızılığı bulaşıyordu en çok adımlara ve galata köprüsünün ışıklarını seviyordum hep yanında
sonra haliçin o dinginliğinde huzur buluyordum cam ardı, parmaklarınla sıkıca kavradığın sigaranın canı acımıyordu belki ama son sürat gittiğin akşamlarda ardın vardı beni hep inciten, kentin ışıklarına karışıyordu arabanın hızı çoğu anlarda
belki de sen
bilemiyordum aklından geçenleri ,neler düşündüğünü bu anlarda ama,
korkuyordum konuşamadan sana
neden mi korkardı insan
korkuyu keşfetmemiş çocuklar değildik artık, sanırım ondan
yüklerimiz vardı sırtımızda seninki sana ağır benimki bana çok fazla...cüretkar, meydan okuyan tavırlarımız vardı biraz küstah, bu hayata,yürüdüğümüz yol bilmediğimiz bu ortaklık adınaymış o karşılaşmamızda, o akşam ne dedin bana, ben ne dedim sana ,unutmadım hepsi aklımda
ne söylemeliyim ki şimdi
ansızın karşılaşmıştık ya hani hesapsız zamansızlığımızda
affet!
sitemkar olmalı mıydık bu an’a ya da o an’a ama, bilmediğim için işte hep gülümser sana bırakıyorum bu an’ı ya da o an’ı çocukluğumla
hiç bilmediklerin olmadı mı diye sana sormak istedim aslında ama soramadım beni durduran duvarlarında o korumacı gölgende,hep mağrur hep başı dumanlı dağlar gibisin ay gölgesinde ,
ve işte çoğaldı tomurcuklar sürgün verdi bu sessiz gölgende, yeşerdi en imkansız sanılan gerçekler bugünde


usulca zarfı kapattı kadın/ceviz masanın sarı ışığında çıktığı yolculukta/tuhaftı ama korkmuyordu bu defa/özgürlüğü hissetmeyeli yıllar geçmişti gözlerinin çeperlerinde/ gülümsedi kendine/usulca kalktığı masasından /ay gölgesi vuruyorken penceresine

Seja o primeiro a comentar

Yorum Gönder

.] © 2008. Template by Dicas Blogger.

TOPO