bugün var yarın yok gibi hayat
bugün var yarın yok gibi hayat
kanatlarından uçuyorken küskünlükler
kül rengi gecenin koynunda,
gözyaşlarına önce atlamak lazım sanki
ince bir iğne deliğinden usulca
yırtık bir paltonun eskisi gibi kokuyor sahaflar
yalnızlık dolu tozlu rafların ardında
kediler açıyor gürbüz kaldırımlara,
günebakan çiçekleri gibi ak boyunlarından
süzülüyor kent öğlesi, önce geçgin adımlarda
galata köprüsünün sarayburnu kıvrımında
bir hüzün eskisi var şimdi durgun bitevi
her akşam saçların tutamından
masallara dolanıyor nafile bir kadın gölgesi
iki dost yürüyorken geceyi
boylarından yukarı tırmanıyor kuru sarmaşımlar
ne kadar anlatsalar o kadar azalıyor sessizliğin sesi
ne kadar azalsalar o kadar çoğalıyor gürültünün rengi
herşey ve herkes kendi lisanında
konuşuyor içinden tek renkli
Seja o primeiro a comentar
Yorum Gönder