10/29/2009
10/25/2009
eski dil
basit oyuncularıyız dünyanın ve yerel saatlerin
takvim tutmazlığını anlatıyor şarkıların sanki her biri,
şiirler:
şimdi çoktan sönmüş bir ateşin yaslı bekçileri
her kim kimi kandırırsa
ya da
her kim kime kanarsa mı acıtmayacak bu sarkıtları şehrin,
sancıyorken kalbin tüm duvarları
tüm yaşantının birikintileri kıyısında,
kaçıyorsun ya hayatın tüm bencilliklerinden
sesliyor işte kendini sevenler cumhuriyeti
göndere çekili şanlı seslerini.
yorgunluklara sarılı adımların arşınında
bitmiyor ki kelimelerden dağlar,
oysa kırık dökük bir blues parçasında uzuyor
hayalet düşlerin başıboş gölgesi,
varken ve yaşıyorken kıymet bilmezler bulvarı
öldükten sonra başında sabırsız sesteşlerde
sağır kör doymuşken tüm o /şey/ lere
hep kaybettiğini ister dimi insan bu hayatta, bencilliğiyle
küçük düşleri var oysa hayatın, küçük elli
yitirildikten sonra nafile bu rüzgar çanları,
kime ve neye!
yüzünü dönmüşken güneşin kolları,
şimdi buzul mavi meydanlar var
soğuğun içi yakan mai sıcağında
10/16/2009
an itibariyle
Yagmurda denizi seyretmek gibisi yok.Kasvet masvet gri ama iyi geliyor varlıgı yinede ruha blog an itibariyle. Topraklar toprak gibi kokmuyorken bile yagmura mutessekkırım damlaları ıcın ayrı ayrı yınede...tamda gurultuye ıhtıyacım vardı ne ıyı ettılerde geldıler sevgılı ogrencı arkadaslar coskun seslerıyle...tum caylar benden dıyesım var yaptıkları şu hesaplara ıstınaden ama bende ogrencıydm bır zamanlar nede olsa ısın keyfı de bır parca bu kafıyede saklı kanımca. Cok ıslanmayı goze alamayacagm kalkmalı an ıtıbarı ıle usulca
10/15/2009
devre arası nıyetıne notlar
ege salatası, angora kırmızı, babylonda enfes bı grup, karsımda sanırm degıl magden gecenın tek bılınmeyenlı denklemı...sokaklar ıyı keyfı yerınde sımdılık...n.cave kıtap yazmasın sarkı soylesın usulca aman dıyım yeraltna ınmeye tesebbus etmesın bu kadar yerustu aydınlıgındayken hala...bır parca derınlık ınsan evladına ve grup sahneye cıktı susmalı usulca sss
10/10/2009
gökyüzü rengi
ve sanki uzak ışıkları var siluetin
vapurun paslı yanaşıyor gövdesi
öğle rüzgarı adımlarında geçgin,
elleri kavruk kent güneşinde
cevapsız bir soru şimdi örtülü gözlerin perdesi,
bir tek şahit yok yalnızlığa
tekil çoğalışın yalın ayazında,
sen varsan ya da ben varsam:varoluyorsa ancak varlık
gerisi boşluk uzamda,
bir boşunalık yazgısı o halde varlığın adı
peki, gecelerin nerededir kanatları.
sahi nerede saklanır ki gündüzün martı yarasaları,
incinmez mi durgun su
ardını döndüğünde kıyılarına vuran,
dalganın salkım saçak asma köpüklerinden.
bir oyun mu hep hayat
en çok seven mi en önce hep yakalanacak
bulutlar ne kadar yakın ve ne kadar uzak oysa,
ve gökyüzü sanki tamda bu!
düş ile gerçek arasında asılı kalan
10/03/2009
puslu ve bugulu dolunay şavkına acılıyor denızın rengı,sehrın eskı koselerınde. bır parca c.saura dusmus muzıgın golgesınde,akdenız tutuyor ozlemle beklenmedik kıyılarından aklın ıcıne. keskın bır latın kokusu bulanıyor, tangonun lırık dızgelerıne. ve gıtmek ıstıyor artık ruh,ozgurlugunun tutsak oldugu, aklın bu bulamaç kıyıları eşıgınden, aıt oldugu karaparcalarına, ozlem dolu gülümseyişte.
10/02/2009
h.g.d.ç vol.1
:88.2 nin sunucuları konuşmasa da hep çalsa, 100.2 cızırtı yapmasa, 102 sıkmasa, 96.0 hepten aynılaşmasa, şu davis cd si bulunsa ne güzel olacak oysa hayatın frekansları toptan fiyatına perakende özette. şehirde bir varlık coşkusu saklı sanki, toprağa düşen adımlara artık sevinçli gibi. Her uzaklaştığında suret nefes alamıyor gibi. neyse ki canlıyor varlık bugüne miras saklı sureti ve nihayet h.g.d.ç vol. 1 seçkisi.
10/01/2009
kuleli
kuleli uzaktan ne kadar davetkar ve büyüleyicisin.masalları vaad ediyor gece karanlıgındaki aydınlığın.sakınmıyorsun dimi gündüzlerden kanatlarını.gündüz düşlerin sahi gerçek mi.saklıyorsun dimi hala erguvanlı geçmişi .mor salkımlar var şimdi balkonlarda oysa şehrin şarabi rengi.,bir de bir sonbahar karayel batımında neyse ki venüse teslim. ve hoşgeldin ekim. ne iyi ettin