noname
kırıl/-
gan bir güneşin mavi ışığı düşmüştü ellerime.yürüyordum sahil boyu,ayaklarımda sarı bir bulamaç izi.uçurumlardan uçurumlara atlayan kayıtsız varlıkların gölgesi gibi hissediyordum gökyüzünü,sıkılıyordum bu halinden.ricalı konuşmaların ardında saçları saklıydı,aynı şarkının sözünü dinlemediğimi farkettiği bir anda seslendi .sırtım dönüktü.elimi cebime attım o anda.neyseki oradaydı.elimi sardı kırılgan güneş mavi ışığıyla.
elimi sımsıkı sardı kırılgan mavi güneş ışığıyla.
yakalarını kaldırdığım paltomun izinde gölge boyu yürüdük zeminde.elim hep cebimde.sonra,sonra hani şu pamuk şekerine tutunup havalanalım mı dedi.olur dedim buruk bir gülümseyişle.yinede olur dedim.üzülme dedi usulca birazcık daha parladı,birazcık daha benim için ışığını arttırdı arttırdı.arttırdı.biliyordum her ışığı arttığında kendinden kaybediyordu benim için bir şeyleri,benim için kendini feda ediyordu.sımsıkı tuttum elimin içinde,lütfen dedim,lütfen.
çok yorulmuştu birden avucumun içine serildi ışığıyla,bir damla düştü gökyüzünden sadece onun yüzüne,mucize mucize gibi bir şeydi bu ,mucizeydi bu
Seja o primeiro a comentar
Yorum Gönder